Sonbahar ve kış aylarında havaların soğuması, hava kirliliğinin artması, okul ve kreş ortamları gibi kalabalık ortamlarda yaşanılması nedeniyle özellikle çocukların soğuk algınlığı, grip, bronşit vs. gibi hastalıkları daha sık geçirmesine neden olmaktadır. Aslında her çocuğun hastalıklara karşı direnç kazanması için bu hastalıkları geçirmesi de gerekmektedir. Özellikle kreşe ve okula başlayan çocukların ilk senelerde daha sık hastalanması, senede ortalama çoğu kış ve sonbahar aylarında olmak üzere, 6-8 kere üst solunum yolu enfeksiyonu geçirmeleri doğal bir durumdur.
Beş yaşından küçük çocuklaraın enfeksiyonlara karşı korumaları daha tam olarak gelişmemiştir. Daha sık ve ağır enfeksiyon geçirebilirler. Bu yüzden bebeklik aşılanmalarının tam olarak yapılması önemlidir. Örneğin kış ve sonbahar hastalıklarından korunmada yapılacak pnömokok (Zatürre) aşısı, hemofilus influenza aşısı, grip aşısı çok önemlidir.
Çocuk enfeksiyon geçirirken grip (influenza) ve nezle gibi diğer viral üst solunum yolu enfeksiyonlarının, doktor tarafından ayrımının yapılması önemlidir. Grip enfeksiyonları çok daha yüksek ateş ve genel durum kötülüğüyle seyretmekte, üzerine bakteriyel enfeksiyon binebilmektedir.
Hastalıklardan korumada küçük bebekler için birincil koruma yolu, anne sütü ile beslenmedir. Anne sütü, bebeğin bu tip enfeksiyonlara karşı ilk aşısıdır. Anne hasta olsa bile çevredeki enfeksiyonlara karşı vücudunda oluşturduğu koruma faktörleri bebeğe geçmekte ve onu korumaktadır. Anneler bazen 2 yaş öncesinde artık emzirmeyi kesmek istemektedir. Ancak Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’ nün önerisi 2 yaş sonrasına kadar da anne sütünün damlasının dahi ziyan edilmeden bebeğe verilmesidir ki özellikle enfeksiyonların arttığı aylarda korumada önemlidir. Üst solunum yolu enfeksiyonları veya alt solunum yolu enfeksiyonları sırasında bebeğin iştahının bir kaç gün azalması ve annesini daha sık emmesi doğaldır. Hastalık sırasında anne bebeğini bol bol emzirmeye çalışırken ona hem o hastalığa karşı savunma faktörlerini vermekte hem de uygun bir şekilde hidrasyonunu (uygun şekilde su almaları) sağlamaktadır.
Anne sütünün dışında bebek be çocuk beslenmesi, onun vücudunun direncini artıracak şekilde özellikle A vitamini, C vitamini gibi vitaminler: çinko gibi mikronutrientlerden ve antioksidanlardan zengin olmalıdır. Koyu yeşil yapraklı sebzeler ve meyveler bu konuda önemlidir. Tüm besin gruplarını dengeli oranlarda içeren, yaşa uygun beslenme programı çocuğun bünyeisini güçlü tutmaktadır. Sağlıklı beslenen bir çocuğun sürekli vitamin alması gerekli değildir. Bilimsel açıdan vitaminlerin solunum yolları enfeksiyonlarına karşı koruyucu bir özelliği olduğu gösterilmemiştir ancak vücutta bir takım vitaminlerin eksik olduğu saptanırsa vitamin kullanılabilir. Her yaş grubu çocuk için mutlaka her gün süt –süt ürünleri, yumurta, et, meyve-sebze, tahıllar ve baklagillerin tüketilmesi önem taşır. Özellikle yumurta en değerli protein kaynağı olup çocuk beslenmesinde çok önemlidir ve günlük tüketilmelidir. Haftada 2 kez evde balık tüketilemiyorsa, bebek ve çocuklara omega 3 desteği yapılması yararlı olacaktır.
Kış ve sonbahar dönemi hastalıklarının bulaşması; hasta çocuğun öksürme ve hapşırmasıyla direkt temas veya çocuğun salgılarına temas etmiş eşyalar yoluyla olmaktadır. Bu yüzden hasta çocukların bir iki gün evde dinlendirilmeleri, okula gitmemeleri, başka çocuklara bulaşmanın önlenmesi açısından önemlidir. Çocukların bilekleri de içerir şekilde ellerini 15 saniye kadar sık olarak yıkamaları, yıkama sonrası ellerini kurulamaları bir başka vurgulanması gereken konudur.
Çocuk ve bebeklerde, sigaraya maruziyet orta kulak enfeksiyonları da dahil enfeksiyonların sıklığını artırmaktadır. Bazen anne ve babalar, yanında içmiyorum, mutfağın penceresinden içiyorum gibi bir durum belirtmektedirler. Ancak sigara dumanı evde hemen homojen olarak yayılmakta, böyle durumlarda da çocuk veya bebek sigaraya maruz kalmaktadır. Anne veya baba sigara içmemeli, içecekse mutlaka ev dışında içmeli, üçüncü el bulaşmayı engellemek için mümkünse yıkanıp sigara içtiği giysileri çıkarıp bebeğe yaklaşmalıdır.
Mümkün olduğunca kapalı, kalabalık ortamlardan kaçınılmalıdır. Alışveriş merkezleri, sinemalar… bebek ve çocuğun rahatlıkla enfekte olmasına yol açabilir. Güneş ışınlarının kırıldığı serin havalarda, parklarda bahçelerde güneşe öğlen saatlerinde maruziyetin olması yeterli D vitamini sentezlenmesini sağlar ve enfeksiyonlardan korunmada önemlidir. Evlerin mümkünse havasının kuru olmaması, nem ölçümü yapılarak gerekirse nem seviyelerinin artırılması yararlı olabilir.
Okul çocuklarının uykularını almaları, saat 9 dan sonra yatırılmaları vücut dirençlerinin artmasına katkı sağlamaktadır.
Sık enfeksiyon geçiren çocukların ve bebeklerin bu durumunun mutlaka bir çocuk doktoru ile paylaşılması, altta yatan allerji, reflü, tonsiller hipertrofi… gibi faktörlerin araştırılması önem arz etmektedir.
Gonca hocamla bebeğimin işitme testini yaptırmak için karşılaştık sonra hiç bırakamadık. Gelişimsel sorunlarımızda çok yardımcı oldu. Derin bilgisi ve tecrübesiyle hep yanımızda... Devamını Oku...
18 aylık oğlumun konuşma gecikmesinde Gonca Hanım’ın yaklaşımlarından çok fayda gördük. Gerek gelişimsel testleri gerekse işitme testlerini başka yere gitmek zorunda olmadan rah... Devamını Oku...
Cinnah Caddesi, No:47/3, 06520, Çankaya, Ankara, Türkiye
Otopark için valemiz Soner Bey ilgilenecektir.
Gmail: goncay31@gmail.com
Email: bilgi@goncayilmaz.com.tr
Pazartesi - Cuma : 9:00 - 16:00
Cumartesi : 10:00 - 15:00